"Behlül Dânâ Hz.leri" kelimesi ile ilgili sonuçlar;
#839
Bir gün Behlül'ü Dânâ hz.lerini kabristanda gördüler. Ayaklarını kabir taşları arasına sokmuş toprakla oynuyordu.
Kendisine;
"Ey Behlül ne yapıyorsun?" diye sordular.
Onlara gâyet sâkin olarak;
"Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet ediyorum. Bunlar sağ olanlardan daha emin." diye cevap verdi.
#860
Bir gün çocuklar, hazret-i Behlül'e taş atmağa başladılar. Taşın birisi vücûdunu kanatınca,
"Ey çocuklar! Ben, Allah-ü Teâlâ’ya tevekkül ettim. O elbette bana kâfidir. O ne güzel vekildir. Ancak Allah-ü Teâlâ’ya yaklaşmak insana rahatlık verir. İnsanlara ezâ ve cefâ yapanlar hiç merhametli olur mu?" dedi. Ben dayanamadım.
"Ey Behlül, çocuklar sana taşla vuruyorlar, sen onlara merhamet ediyorsun. Bu nasıl iştir?" dedim.
O da,
"Sus! Allah-ü Teâlâ, benim üzüntü ve acımı, onların da sevincinin çokluğunu elbet biliyor. Bazımızı, bazımıza bağışlaması umulur." buyurdu.
#862
Bir gün Behlül-i Dânâ'nın evine hırsız girmiş, evde ne bulduysa alıp götürmüştü. Doğruca kalkıp kabristanlığa gitti ve kapısına oturdu. Bunun farkına varanlar başına toplanıp;
"Niçin hırsızın peşinden gitmedin de buraya geldin?" dediler.
Onlara;
"Yolunu şaşırmış o adamcağızı burada bekliyorum." diye cevap verdi.
Bu söze oradakiler kahkaha ile güldüler ve;
"Hay Allah iyiliğini versin, o adamın burada işi ne?" dediler.
Bunun üzerine Behlül hazretleri;
"Siz hiç merak etmeyin o mutlaka bu kapıya gelecek. Ecel onu buraya getirecektir." buyurdu. Bu sözler üzerine herkes derin düşüncelere daldı.
#863
Hz. Behlül bir gün Hârûn Reşîd'in taht odasını boş buldu ve çıkıp tahta oturuverdi. Bunu gören askerler onu kamçı ile dövmeye başladılar. Askerler vurdukça o;
"Vah Hârûn Reşîd. Vah Hârûn Reşîd!" diyordu.
O esnâda halîfe geldi ve manzara karşısında donup kaldı. Askerleri uzaklaştırdıktan sonra;
"Ey Behlül! Bu ne hâl?" diye sordu.
Behlül;
"Senin için ağlıyorum. Burada tahtı boş bulup bir an oturdum. Bu kadar kırbaç yedim. Sen ise senelerdir bu tahtın üzerinde oturuyorsun. Hâlin ne olur diye düşündüm."
Hârûn Reşîd;
"Peki ne yapmam lâzım?" dedi.
Behlül;
"Mademki bu yükün altına girdin. Zulme meyletme. Adalet üzere ol. Böylece tahtında otur." buyurdu.
#864
Bir gün Hârûn Reşîd, Behlül-i Dânâ Hz.leri ile görüşmek, hikmetli sözlerini duymak istedi. Bu şekilde adamlarını gönderip Behlül'ü getirmelerini söyledi. Gidenler Behlül’ü boş bir mezar içinde uyur buldular. Uyandırdıklarında;
"Siz ne yaptınız. Beni padişahlık makamından indirdiniz. Şimdi ben ne yapacağım." dedi.
Görevliler gidip bu sözleri halifeye bildirdiler. Hârûn Reşîd onun bu hâline bir mânâ veremedi, huzuruna geldiğinde;
"Ey Behlül! Bu ne iş. Sen hangi padişahlıktan indirildin?" dedi.
O, bu soru üzerine;
"Ey Halife! Rüyamda kendimi hükümdar olmuş gördüm. Tahtımda oturuyordum. Hizmetçilerim vardı. Saltanat ve ihtişam içinde idim. Lâkin senin adamların beni uyandırdı ve tahtımdan oldum."
Bu sözlere Hârûn Reşîd güldü ve;
"Ey Behlül! Rüyadaki padişahlığa itibar olur mu?" dedi.
Bunun üzerine Behlül hazretleri;
"Ey müminlerin emîri! Benim hükümdarlığım ile seninki arasında ne fark var. Ben gözlerimi açınca hayat buldum. Sen gözlerini kapayacak olsan ebediyen emirlikten düşecek saltanatından olacaksın ve nedamet, pişmanlık günün başlayacak. O halde hangimizin hükümdarlığına itibar yoktur sen söyle" dedi.
Bunun üzerine Hârûn Reşîd söyleyecek söz bulamadı.